“Hiç kimse sizin hangi fırtınayı nasıl atlattığınız ile ilgilenmez, sadece limana gelip gelmediğinize bakar…”
Bu söz, yaşamımdaki ilk tall-ship deneyimim olan Christian Radich ile Kuzey Denizi’ndeki seyahatimden sonra beynime kazındı. Dünya denizciliğinde 3 ve üzeri ana direği olan dev yelkenliler için kullanılan tall-ship serüvenimin baş rolünde boyu 73 m olan, yelken direği 37,7 m’yi bulan, toplam 27 yelkene sahip, o yıllarda 80’ine yaklaşan bu yaşlı kız vardı. Norveç donanması için 1937 yılında inşa edilen bu tall-ship ile Osmanlı Bahriyesi’nin son kabasorta arma (kare yelkenli) okul gemisi Nüvid-i Fütuh’u yâd etmek için yola çıktık. Son seyrini 1908’de yapan bu yaşlı kızı ve onlarca yıl görev yapan mürettebatını aradan geçen yüz küsur yıldan sonra anacaktık.
Rafting ortak ilgi alanımızdan tanıdığım ve Türkiye Rafting Federasyonu’nda birlikte çalışma fırsatı bulduğum Gencer Emiroğlu’nun önayak olduğu bu seyir, Türk denizciliği açısından bir vazifenin yerine getirilmesinin ötesinde o güne kadar (ki bu rekor hala kırılmadı) en büyük Türk mürettebatı yelkenli tekne için bir araya getirmek ve Türk bayrağımızı dalgalandırmaktı. Bunu birlikte başardık!
Hollanda’nın Delfzijl Limanı’nın sığ sularındaki kanaldan çıkarken dümeninde olduğum Christian Radich ile toplam 429 deniz millik, yani yaklaşık 800 kilometrelik serüven başladı. Günler sonra Belçika’nın Antwerp Limanı’nda sona erdi.
Sıradan bir mürettebat olarak yaşadığım bu deneyimi pek çok farklı platformda, “Yelkenlide Başkan, kulüpte Kaptan” ve “Denizde bir kez daha inisiye olmak: Kuzey Denizi’nde yelken” başlıklı konuşmalar yaptım, Makalelerim sayfamda da listelediğim yazım ile Marmara Yelken Kulübü’nün dergisine (Sayı: Şubat 2017, sayfa 70-72) konuk oldum.
Bu konudaki deneyimimi, içeriği sebebi ile, Konferanslarım sayfada bir eğitimci olarak paylaştığım “Kariyer hayali mi, yoksa yol haritası mı?” başlıklı online sunumumda da ele aldım, dilediğiniz zaman izleyebilirsiniz.
En Büyük Serüven
Dünyanın en zorlu coğrafyalarında düzenlenen ve yeryüzünde bugüne kadar gerçekleştirilen “En Büyük Serüven” kabul edilen Camel Trophy için 10 yıl emek veren Hakan Türkkuşu, 30-50 ülkenin katıldığı uluslararası elemelerde Türkiye’nin 2 kez ev sahipliği yapan tek ülke olmasını sağladı.
Türkiye’de her yıl 25-45 bin kişinin aday olduğu en büyük serüvende, 1992-1999 yılları arasında kayıtlar-elemeler-seçmeleri de kapsayan operasyonların yönetimi, uluslararası seçmelerde temsil görevlerini üstlendi.
Doğa adamı olması ve macera tutkusu, 1993 yılında Malezya’nın Sabah eyaletinin bulunduğu Borneo Adası’ndaki 1000 Millik Serüven’e Coşkun Aral, Hakan Dalokay ve Yılmaz Koyuncuoğlu ile birlikte Türk Takımı’nın üyesi olarak katılması ile taçlandı.

TOSFED – Türkiye Otomobil Sporları Federasyonu programında yer alan Türkiye Off-Road Şampiyonası için medya ilişkilerini yönetti, yıllar boyunca 4×4 etkinliklerin bilinirliğini arttırma yolunda çalıştı. Ataşehir ve Bahçeşehir gibi o yıllarda yeni yaşam alanlarının henüz kurulmaya başlandığı yerleşim bölgelerinin bilinirliğini arttırmaya odaklı parkurlar hazırlamaktan “dörtlü start” gibi pek çok yeniliğe imza attı. Camel Troph’de edindiği deneyimleri Türkiye’ye taşıdı.
Türkiye Off-Road Şampiyonası için Castrol, BP, Lassa ve Monroe desteği ile yarışan Müfit Çırpanlı ve Halit Ağan ikilisi için 2002 sezonundan 2004 sezonu sonuna kadar kesintisiz süren medya ilişkileri ve özel proje yönetimini üstlendi.
İSOFF – İstanbul Off-Road Kulübü ev sahipliğinde düzenlenen, 1998 sezonunda Türkiye Off-Road Şampiyonası’na puan veren toplam 7 ayaktan 5’i için özel etkinlik planlamasını, ve tanıtım çalışmalarını ve lojistik yönetimi konularının yanı sıra medya ilişkilerini yönetti.

Formula 1 Türkiye’de Goodyear, Elf, Renault, Benetton desteği ile 1996 yılında gerçekleştirilen ilk naklen yayın ve tanıtım kampanyasında planlama ve medya ilişkilerinin yanı sıra ilk sezon canlı yayınlarında Cine 5 ekranlarında sunuculuk yaptı. 1995-1999 yılları arasında medya ilişkilerinin yanı sıra özel yetki ile Formula 1 Haber Merkezi’ni yönetti.
Türkiye’de Formula 1 konusunda kamuoyu yaratılması adına Goodyear bayilerine yönelik Cappadocia F1 Grand Prix ve Antalya Formula 1 Pit Stop aktivitelerinin de dahil olduğu özel etkinlikler serisini tasarladı ve gerçekleştirildi.
2005 yılında İstanbul Park’ta gerçekleştirilen Türkiye’nin ilk Formula 1 yarışı ev sahipliğinde de Ferrari- Shell Racing Team adına Türkiye koordinatörlüğü ve etkinlik yönetimini üstlendi.

Class 1 açık deniz sürat tekneleri yarışları arasında izlenirlik açısından ilk sırayı alan ve Türkiye’nin ilk kez 1998 yılında ev sahipliği yaptığı etkinlikte Hakan Türkkuşu, hem etkinliğin wet-pit yönetiminde hem de Kent-Olips destekli Dubai ekibi Victory için İngilizce-Türkçe medya ilişkilerinde rol aldı…

Hakan Türkkuşu, Türkiye ile Yunanistan arasında ilk Uluslararası Deniz Maratonu (2005) için Etkinlik Koordinatörü olarak görev yaptı.

RJR desteği ile gerçekleştirilen, Kazakistan-Çin sınırını çizen Koksu Nehri’nde düzenlenen Camel White Water Challange için Asya kıtasının dört bir yanından gelen takımlar sıfır derecenin altındaki soğuklukta akan (!) bu akarsuda rafting becerilerini sergilediler.
RJR Özel Temsilcisi olarak seçilen ve yetkilendirilen Hakan Türkkuşu, Kazakistan’ın ilk raft milli takımının da seçildiği ve sonra da Afrika’nın Zambezi Nehri’ndeki finale katılma hakkı elde ettiği seçmelerde, Etkinlik Direktörü ve Kamp Yöneticisi olarak görev yaptı.

Birinin başlaması ve başarması gerekiyordu!
Bana göre dünyanın gelmiş-geçmiş en büyük hayalperesti olan ve bu sayede de adını sayısız okurun beynine kazıyan Jules Verne’nin çok sevdiğim bir sözü olan “You dream, we achive | Hayal edin ki gerçekleştirelim” ifadesini, kurucusu ve yöneticisi olduğum EMT – Event Management Team Inc. Türkiye’de ise ticaret bakanlığının “yabancı sözcük olmaz” itirazına takıldığı için EMT – Eğitim Müzik Turizm Sanayi ve Ticaret AŞ şirketimin mottosu olarak benimsedim.
Gerçekleştirdiğimiz etkinlikleri gözönünden bulundurduğumuzda bir başka kapının daha açıldığını fark ettim. Bu kapı, “çalana açılan” türdendi…
“Başaracağımızı bildiğimiz halde ya başarısız olursak endişesi ile hayallerimizden uzaklaşmış olsak da… ÖYLE OLMADI!!! | We walked away from our dreams, afraid that we may fail worst yet we may succeed… WE DON’T!!!” kafası ile çıktığım/ız yolda ilerliyoruz.
EMT
Event Management Team Inc. | Eğitim Müzik Turizm AŞ
Üniversitelerdeki ilk #EtkinlikYönetimi dersi…
Profesyonel yaşamımda 30+ yılı adadığım ve bu alanda öncülerden olduğum Etkinlik Yönetimi konusundaki deneyim ve birikimlerimi her zaman paylaştım. Bu konuda verdiğim konferanslarıma ve yaptığım konuşmalara ek olarak, işin teorisi ile yetinmeyenler için deneyimlere dayalı içeriği ile dikkat çeken 5N1k ile Etkinlik Yönetimi | Event Management via 5W1H isimli kitabımı yazdım.
Hedefimi her zaman daha uzağa, çıtayı da her konuda daha yukarı koymayı seçtiğim için, genç profesyonellerin yetişmesine katkıda bulunma amacı ile hazırladığım syllabus yani müfredat, konuyu üniversitede bir ders haline getirmemin önünü açtı.
Akademi İstanbul’da 2010-2012 yılları arasında diğer derslerimin yanı sıra verdiğim Halkla İlişkilerde Etkinlik Yönetimi ilk göz ağrım oldu. Bunu İzmir Ekonomi Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde 2011-2014 yılları arasında verdiğim Event Management | Etkinlik Yönetimi (PRA417) izledi. Kadir Has Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde 2017-2020 yıllarında Event Management in Public Relations | Halkla İlişkilerde Etkinlik Yönetimi (PR220) dersi vermeyi sürdürdüm. Bugün ise Öğretim Görevlisi olarak görev yaptığım Yeditepe Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde Event Management | Etkinlik Yönetimi (PRP335) ve Sürdürülebilirlik | Sustainability (COMM106) derslerini veriyorum.
